13 Ekim 2010 Çarşamba

OSMANLI'DA YENİLEŞME HAREKETLERİ

Osmanlı Devleti 17. yüzyılın sonlarına doğru kaybedilen savaşlarla tanışmaya başlamıştır. Kaybedilen savaşlar sonrasında sarsılan askeri otorite ve devlet düzeninin yanında, ekonomik ve sosyal hayat da olumsuz yönde etkilenmeye başlamıştır. Osmanlı Devleti bu durumu düzeltmek için kendi içinde arayışlara başlamıştı. Fakat bu amaç doğrultusunda yapılan çalışmalardan iyi bir başarı sağlanamamıştı. Osmanlı bu içinde bulunduğu durumu düzeltmek için yüzünü artık Batıya çevirmeye başladı.
Avrupa’da yeni bir siyasal düzen ve toplum anlayışının kapılarını açan “1789 Fransız İhtilali, Osmanlı Devleti’nde “yenilikçi padişahlar dönemi”nin başlangıcıdır. III. Selim, 1808’e kadar süren iktidarında, askeri, idari, mali ve iktisadi alanlarda ilk köklü değişiklikleri başlattı. Bu köklü değişim çabaları daha çok askeri alanda olmuştur.
Yenileşme çabalarının süreklilik kazanması ancak II. Mahmud’un saltanatının son devresinden itibaren mümkün olabildi. Zarar gören devlet otoritesini onarmak, iç ve dış güvenliği sağlayabilecek askeri güce sahip olmak, mali ve ekonomik yapıyı güçlendirmek ve nihayet sosyal ihtiyaç olarak öne çıkan yenilikleri yapmak Sultan’ın esas amacı idi.
Osmanlıda başlayan bu yenileşmenin yanında Batılaşma hareketleri iç ve dış sebepler sonucunda devam etmiştir.

TANZİMAT FERMANI(TANZİMAT-I HAYRİYE) (GÜLHANE HATT-I HÜMAYUNU) - 3 KASIM 1839

Tanzimat Fermanını, Londra elçiliğinden Dışişleri Bakanlığına getirilen "Mustafa Reşit Paşa" hazırlamıştır.
Ferman, Topkapı sarayının Gülhane bahçesinde, padişah, sadrazam, yabancı devletlerin elçileri, patrikler, büyük devlet memurları önünde "Mustafa Reşit Paşa " tarafından okunmuştur. Yeniçeri Ocağı’nın bozulmaya başlaması nedeniyle Sultan II. Mahmud döneminde başlayan yenilik hareketleri ve Sultan Abdülmecid'in tahta çıkar çıkmaz ıslahat hareketine devam etmek amacında olduğunu göstermesi Osmanlı Devlet yapısındaki değişimin başlangıcıydı. Sadrazam Mustafa Reşid Pasa, Gülhane Hatt-ı Hümayunu’nu Padişah adına kaleme almış; devlet ve birey arasındaki ilişkilerde devletin modernleştirilmesi amacına dayanan temel ilkeler kabul ve ilan edilmiştir.
İlanının Nedenleri :
•Avrupalıların içişlerimize karışmasını engellemek
•Halkın sosyal yapısında yenilikler yaparak çağdaşlaşmayı sağlamak
•Mısır valisi M.Ali Paşa’ya karşı Avrupalı devletlerin desteğini sağlamak
Önemi: Tanzimat fermanıyla Osmanlılara " Kanun " gücü girmiş oluyordu. Başka bir sonucu da, Tanzimat dönemi aydın tipini yetiştirerek eğitimde vermiştir.
Tanzimat Edebiyatı, bir kültür ve siyasi hareketin sonucu olarak ortaya çıkmış bir edebi akımdır. 3 Kasım 1839'da Reşit Paşa tarafından ilan edilen ve Gülhane Hattı Hümayunu da denilen yenileşme beratının yürürlüğe konmuş olmasından doğmuştur. Bu olay daha sonraları Tanzimat Fermanı olarak adlandırılacak,gerek siyasi alanda gerek edebi ve gerekse toplumsal hayatta batıya yönelmenin resmi bir belgesi sayılacaktır. Edebiyat Tarihçilerimizde 1839 yılını Tanzimat edebiyatının başlangıcı olarak kabul edeceklerdir.
Amacı, metot bakımından Batılı, öz ve ruh bakımından milli bir edebiyat yaratmaktır.
Türk toplumundaki esaslı değişmeleri , fikir ve yenilik hareketlerini yansıtır.
Bu dönem edebiyatı üç dönemde incelenir:
a) Hazırlık dönemi (1839-1860) :Bu dönem şiirlerinde üzerinde halk edebiyatı etkileri görülür. Batı’dan çeviriler dikkat çeker (Akif Paşa, Sadullah Paşa, Müfit Paşa, Yusuf Kamil Paşa dönemin önemli isimleridir)…
Özellikle Fransız Edebiyatı’ndan şiir, hikaye ve roman çevirilerinin yapıldığı bir geçiş dönemidir. Divan Edebiyatı ile Tanzimat Edebiyatı arasında bir köprü gibidir.
Devlet eliyle çıkarılan ilk Türk gazetesi olan TAKVİM-İ VAKAYİ bu dönemde çıkarılır.
Bu dönemde Yusuf Kamil Paşa’nın Fenelon’dan çevirdiği Telemak ilk çeviri romanımızdır.
b)1.Dönem Tanzimat Edebiyatı (1860-1877): 1860’ta Tercüman-ı Ahval gazetesinin yayımlanmasıyla başlar, 1877’ye kadar sürer. 1877’de II.Abdulhamit’in Meşrutiyet Meclisi’nin çalışmalarını durdurmasıyla sona erer.
c) 2.Dönem Tanzimat Edebiyatı (1877-1895): 1877’den başlar, 1895 yıllarına kadar sürer.

BİRİNCİ DÖNEM TANZİMAT EDEBİYATI ÖZELLİKLERİ
I. Dönem Tanzimat Edebiyatı (1860-1877) Özellikleri:
1.”Toplum için sanat” anlayışı benimsenmiştir.Sanat, toplumun Batılılaşması için bir araç olarak kullanılmıştır.
2. Eserlerin halkın anlayabileceği sade bir dille yazılması amaçlanmıştır.
3. Divan edebiyatının süslü-sanatlı düz yazısı yerine, belli bir düşünceyi iletmeyi amaçlayan yeni bir düzyazı geliştirilmiştir; ilk kez noktalama işareti kullanılmıştır.
4. Şiirde yeni konular (yurt, ulus, özgürlük, insan hakları...)işlenmiştir. Biçim bakımından Divan edebiyatına bağlılık sürmüş; gazel, kaside, murabba, terkib-i bend gibi nazım biçimleri kullanılmıştır.
5. Tanzimat sanatçıları, Fransız edebiyatını örnek almışlar; klasisizmin ve romantizmin etkisinde kalmışlardır. * Klasizim (Şinasi, Ahmet Vefik Paşa), romantizm (Namık Kemal, Ahmet Mithat Efendi)
6. İlk örnekleri bu dönemde görülen roman, teknik yönden zayıf ve kusurludur. Romanlarda Batılılaşmanın yanlış anlaşılması, aile sarsıntıları, köle ticareti gibi konular işlenmiştir.
7. Tanzimat tiyatrosu, sahne dili ve tekniği açısından başarılıdır. Tiyatro, halkı eğitmek için bir okul gibi düşünülmüştür.
8. Tanzimat edebiyatı, batı etkisindeki Türk Edebiyatı’nın ilk durağı olmasından ötürü, Batı edebiyatı türlerinin ilk örnekleri bu dönemde verilmiştir. Bu dönem edebiyatı bir “ilk”ler edebiyatıdır.

İKİNCİ DÖNEM TANZİMAT EDEBİYATININ ÖZELLİKLERİ
II. Dönem Tanzimat Edebiyatı (1877-1895) Özellikleri:
Bu dönemin, 1.Meşrutiyet Meclisi’nin 1877’de, Osmanlı- Rus savaşı gerekçe gösterilerek kapatılmasıyla başlayan baskıcı yönetimi vardır. Bu durum sanat ve edebiyatı da etkilemiştir.

1. Bu dönemde toplum sorunlarından uzaklaşılmış, ‘sanat için sanat’ ilkesi benimsenmiştir.
2 . Dilde sadeleşme çabası bırakılmıştır. Dil oldukça ağırlaştırılmıştır.
3. Batı edebiyatı türlerinde ürünler verilmiş, sanatçılar daha da ustalaşmıştır.
4. Şiirin konusu genişletilmiş, bireysel konulara dönülmüştür. Ayrıca biçimsel yenilikler getirilmiştir. Recaizâde Mahmut Ekrem, özellikle Abdülhak Hamit’in eserlerinde bu açıkça görülmektedir.
5. Romanda realizmin etkisi görülmüş, ilk realist roman bu dönemde yazılmıştır. Realizm ve natüralizm baskın akımlar olarak göze çarpar.
6. Tiyatro önemini yitirmiş, sahne dil ve tekniği açısından başarısız eserler yazılmış. Tiyatro eserleri oynanmak için değil okunmak için yazılmıştır.